top of page

İSLAM VE BİLİM TARTIŞMALARINA BİR KATKI


Zaman yazarlarınca başlatılan, özelde tarih ve dini değerler, genelde de bilim din ilişkisi tartışmaları hararetlenerek devam ediyor. Bu tür tartışmalar farklı kesimlerin farklı fikirlerini öğrenme adına çok değerlidir. Birkaç yazı ile bu sorunun çözülemeyeceği bilinse de sorunu ortaya koyma ve alt başlıklarını belirleme adına bu tür tartışmalara ihtiyaç var. Yazılanları tasnif ederek bile bir problematik resmi ortaya koymak mümkün olabilir.

Konunun görünürde iki tarafı var. Birincisi din ilimlerinden bağımsız üretilen ilimler hatadan beri olamaz anlayışı. Argümanlarını yine dini metinlerden alan bu bakışa göre tarih de dahil olmak üzere bilimler, temel metinlerin çizdiği sınırları aştığı zaman sorunlu bir alana girmiş olurlar. Değerlerden bağımsız bilim üretimi değerleri hiçe saydığı için sorunludur. Buna karşı olan düşüncenin dile getirdiği ise, herhangi bir bilim, dini sınırlılıklar içine hapsedilirse bilim olmaktan çıkar dogmanın konusu olur. Sınırlandırılmış bilim üretkenlikten yoksundur. Bu durum bile tek başına İslam toplumlarının neden bilim üretemediğinin en belirgin göstergesi olduğu düşüncesidir.

Kavramları yerli yerine oturtmadan yapılan tartışma tarafları sonuca götüremeyeceği gibi okuyucuyu yoran bir kakafoniye dönme tehlikesini de içinde barındırır. Bu durumda bir hayat tarzı ve bakış açısı olan din ile bir disiplin olarak dini bilimler ayrımını yapmakta yarar var. Ali Bulaç’ın sıklıkla tekrar ettiği ed-Din, Bediüzzaman’ın tarifiyle, “bakış açısı” ve bir hayat tarzını tanımlar. Bediüzzaman Said Nursi, “niyet” ve “bakış açısı” farkları ile müspet, beşeri ve hatta dini bilimlerin anlamlarının nasıl değişebileceğini anlatır. Bu tanımlamasında ed-Din; akademik disiplin olarak dini bilimleri değil bir duruş ve bir bakış açısının karşılığı olarak kullanılır. Hadiselere bütüncül (manayı harfi) olarak bakmanın partikülarist (manayı ismi) ile bakmaktan daha önemli olduğunu, bu bakışla daha geniş anlamlara ulaşılabileceği, bununla da farklı kitapların bir örüntü içinde olduğunun keşfedilebileceğini anlatır. Kainatta var olan fizik kanunları daha üst kanunlarla bağlantılı olduğundan bu kanunlar hayatın diğer alanlarında da benzer şekilde tezahür edebilir. Sosyolojinin, psikolojinin kanunlarına da fizik kanunlarında olduğu gibi bütüncül bir bakışla ulaşılabilir. Bu kanunlar kainat kitabında mevcut olduğuna göre onun tercümesi olan kitapla da ilintili olması kaçınılmazdır.

Sonuç itibariyle hakikati öğreten muarrifleri bütüncül bir gözle okumak, hakikate ulaşmamızı sağlayan bu muarriflerin uyum içinde olduğunun keşfi sonucunu doğurur. Bu bakış açısı ile din kainat okumalarından ayrı, bağımsız ve ters olarak düşünülemez. Ters ve çelişkili görülen yerlerde araştırmaların derinleştirilip, kainat kitabının kanunlarını keşfetme yolu ile ortaya çıkan hakikatler, diğer muarriflere de tasdik ettirilerek çözüme kavuşturulur. Tasdik edilmediği yerde bir yorumlama sorunu vardır. Kainat kitabı asıl olduğuna göre, tercümesi kitabın aslına göre tevil edilir.

Tartışma konusu olan ve kafa karışıklığına neden olan din ilimleri ise mevcut ilim kategorilerinden sadece biridir. Din ilimlerinin herhangi bir başka ilme üstünlüğü iddia edilemez. Tarih ne kadar ilim ise fıkıh ta o kadar ilimdir. Tarih çalışmaları başka disiplinlere esas teşkil edemeyecekse fıkıh, tefsir, hadis, İslam tarihi vs gibi ilimler de başka ilimlere esas teşkil edemezler. Bunların usul çalışmaları olduğu gibi sınırları, şartları, ilgi alanları belli olan disiplinlerdir. Herhangi bir disiplinin başka bir disipline üstün olamayacağı sadece kesiştiği noktalarda interdisipliner çalışmalara konu olabileceği konusunda itirazlar ciddi delillere muhtaçtır.

Tartışmada bizi çıkmaza sokan ve tatmin edici bir sonuca ulaşmamızı engelleyen kilit nokta burasıdır. Dini ilimlerin savunuculuğunu yapanlar, bu ilimlerin kategorik olarak üstünlüğünü ve diğer disiplinlerin bu ilimlere göre hizaya girmeleri gerektiğini söylerler. Bununla dinin birinci anlamını kastediyorlarsa, bir disiplin değil bakış açısı ve hayat tarzı olarak din ve bilim ilişkisinde üstlük astlık ilişkisini öngörmek büyük bir yanılgıdır. Bir zihniyet duruşuna böyle bir sınıflandırma uygulanamaz. Örnek verecek olursak benim bakış açım mı üstün, yoksa sosyoloji disiplini mi diye bir soru soramayız. Sosyoloji disiplini kendi kanunları ile ilmini icra eder, ben de bakış açımla onu anlamaya, yorumlamaya çalışırım.

Bakış açısı değil de bir disiplin olarak dini ilimlerin üstünlüğü iddiası da sorunludur. Çoğunluk itibari ile insan çaba ve araştırmasının ürünü olan bu disiplinlerin hangi gerekçelerle diğerlerine üstün tutuldukları da izaha muhtaçtır. Kelam ilminin felsefeye olan üstünlüğünü birinin izah etmesi, İslam tarihinin genel tarihe üstünlüğünü bizlere anlatması gerekmektedir.

Bunun karşısındaki görüşün serdettiği ed-Din veya dini düşüncenin sadece ahlaki normlarla sınırlı olduğu iddiası da sorunludur. Neo-Mutezile görüşlere sahip Fazlur-Rahman’ın modernist İslam anlayışı ile ifadesini bulan bu yaklaşım uzun süre tartışılmış, dini düşünceyi dar bir alana hapsetmeye çalışan ve müslüman zihnini dini ve dünyevi diye iki parçaya ayırma amacını taşıyan bu yaklaşım itibar görmemiştir. Bu yaklaşıma göre müslüman parçalı bir zihne sahiptir. Ahlaki öğretiler ve beşeri ilişkiler konusunda dini bilgilere başvuran insan, kainat okumalarına gelince tamamiyle sekülerleşmiş bir zihinle kainata bakması gerekecektir. Parçalı bir zihinle yola çıkmış insan zamanla hayatının önemli bir yer tutmayan dini bakış açısını işine yaramadığı için terkedecek veya tamamiyle sembolik, anlamdan arındırılmış izole bir yere hapsedecektir.

Sonuç olarak bu iki yaklaşımdan birincisi insanı kuvvetli bir dogmaya gütürürken ikinci yaklaşım insanı geri dönülmez bir zihni sekülerleşme ile başbaşa bırakacaktır. Ed-Din, Bilimsel bilginin hasmı veya ast üst ilişkisinin süjesi değil, bilimsel bilgiyi anlamlandırmaya çalışan bir bakış açısı, bir niyet beyanıdır. Niyetin ve bakış açısının şekillendirdiği bir hayat tarzıdır. Bu haliyle din bilime rakip değil, onu anlamlandırmaya yarayan bir duruştur.


Featured Posts
Recent Posts
Archive
Search By Tags
No tags yet.
Follow Us
  • Facebook Basic Square
  • Twitter Basic Square
  • Google+ Basic Square
bottom of page